24 Nisan 2013 Çarşamba

İLBER ORTAYLI : TÜRKİYE ve MİLLİYETÇİLİK





"Amerika" gibi bir ismi bize getirmek istiyorlar. Bu ülkeye "Türkiye" ismini biz vermedik. 12. yy'da İtalyanlar tarafından verilmiş.
Osmanlı’da Türk kimliği bilinirdi. Bütün imparatorluklarda olduğu gibi tarih yazımında kurucu (milletin) ismi bilinir. Ama fazla da vurgulanmaz.
Türkiye adını Atatürk seçmedi. 1920’den sonra Türkiye’den başka bir şey yoktu ki ortada, herkes Türkiye diyordu.
Türkiye ismi değişse de tutmaz. Nasıl olacak, ben Anadoluluyum mu diyeceğim? Değilim ki. Rumelililer de var burada, onlar ne diyecek?
Türkiyeliyim demek ne demek? Bir kavramın tutması için önce birkaç lisana çevireceksiniz. Çeviremezseniz olmaz, çürür.
Türk milliyetçiliği Avrupa’nın aksine maalesef yaşanan olaylar neticesinde ortaya çıkmıştır. Türklere bunu kafasına vura vura öğretmişlerdir.
Milliyetçilik öyle zaman zaman yükselen, zaman zaman aşağılanan bir aidiyet duygusu değildir. Kimliğinizi çizmek için savunursunuz.
Anayasaya bütün etnik kimlikler girmez. Burası göçmen ülkesi. Birçok etnik köken var. Girerse komik olur.
Bu ülkeye "mozaik" deniyor. O zaman mozaik kadar sert ve rengi sağlam bir şekilde kültürünüzü ortaya koyacaksınız. Burada pek yok bu.
Türkiye’deki milliyetçiliklerin, örgütlenme ve kültürel kalıplanma olarak çok ciddiye dayandığını zannetmiyorum. Gürültü çıkartanlar çok…
Sağlıklı bir milliyetçilikte önemli bir unsur başka milletlerin milliyetçiliğine de romantik bir saygı duymaktır.
Hükümetin milliyetçilik konusunda sağlam bilgisi, duygusu, tarifi olduğunu sanmıyorum. "Bizim milliyetçilik anlayışımız şudur" demiyorlar.
Millet kavramı doğru bir terimdir, kavrayıcıdır. Millet kelimesi Türk değildir, geneldir.
Türkiye parçalanır mı bilemem ama herkes elinden geleni yapıyor. Ama herkesin tarif ettiği kadar da kolay bir iş değil.
Cumhuriyet Türk tarihinde bir sulh getirdi ve insanların nefes almasını sağladı. Ama bazı unutkan bünyeler zaman zaman bunu unutuyorlar.
Bu ülkede birçok farklı dil konuşuluyor. 19 ve 20. asırda göçle gelen o kadar farklı milletler var ki. Ortak noktaları Türkçe bilmeleri.
Bu bir imparatorluk mirasıdır. Litvan-Özbek evlenir, Rusça konuşur, Kürt-Arap evlenir, Arnavut-Boşnak evlenir, Türkçe konuşur.
Padişah sadece kendi halkıyla evlenemez. İktidarını güçlendirmek için yabancıyla evlenebilir. Tarihi 1930'ların kafasıyla değerlendirmeyelim
Rus Hanedanı'nın kökeni Alman'dı. İngiltere'de kraliyet ailesi Cihan Harbi'nde Alman kökenini gizlemek için soyadını Windsor yapmıştı.
Bazıları çıkmış "Osmanlı'yı Hürrem batırdı" diyor. Hakiki Hürrem Sultan çok akıllı bir kadındı, dizide gördüğünüz gibi biri değildi.
Muhteşem Yüzyıl'ın tarihle hiçbir şekilde alakası yok; o yüzünden seyredemiyorum ama ilgiyi anlıyorum; oyunculuk, dekor, kıyafetler çok iyi.
19. yüzyılda Hilafet'in gücü çok kullanılmaya başlandı. Küçük Kaynarca Antlaşması'nda Rusya'daki Müslüman azınlıkları korumak için kullandık.
Abdülhamid dış ilişkilerinde halifeliği kullandı. Hint civarında "hilafet" çok etkiliydi. Hicaz Demiryolu'na oralardan çok destek gelmişti.
II. Abdülhamid Hareket Ordusu'na karşı İstanbul'daki orduyu isterse kullanabilirdi. Nizam-ı alem için mukadderata boyun eğmişti.
Vahdeddin'de de bu özellik vardı. İsterse Ankara'nın kararlarına karşı çıkabilir, Türk'ü Türk'e vurdurabilirdi, ama yapmadı, geri çekildi.
Padişahlar "direnmenin" halka zarar vereceğini anladıkları an çekildiler, ne kadar doğru olduğunu bugün Ortadoğu'da yaşananlar gösteriyor.
***
İlber Ortaylı Hoca’dan yaptığım alıntılar şimdilik bu kadar…
Millet, milliyetçilik, birlikte yaşama, tarih bilinci, sosyalin inşası üzerinde biraz düşünmemiz gerekiyor…
Zira toplumsal zihin harabe halinde… Her gün bin tane talancı girip çıkıyor; kendince mimarlık zannına kapılıyor…
Bu harabe zor imar olur dostlar…
Oysa birlikte yaşamaya hazırlanması gereken zihin sarayı tuğla tuğla sökülüp yağmalanıyor…
Ayrılık tohumları gönül ülkemizi kurutuyor…
Amma velakin, umutsuzluk asla doğru yol değildir…
Gün doğmadan neler doğar… Bu milletin bahtı açılacak elbet…


(Bu cümleler İlber Ortaylı adına açılan twitter’dan (@ilber_ortayli_) alınmıştır.)
Per aspera ad astra!