Herkes insan olarak yaratılıyor...
Bir süre sonra dışı
hep insan kalıyor ama içi sürekli evrim geçiriyor...
İnsan olarak doğmak
önemli, ama insan kalmak hepsinden önemli...
Başkalarının
değerlerini değersizleştiren, kendi değerlerinin değersizleştirilmesi hakkını
başkalarına vermiş demektir...
Almanya'da yaklaşık 3 yıl kaldım... Diğer birçok Avrupa ülkesini de gezdim...
Birçok
"gavurla" tanıştım, ancak kendi memleketimde gördüğüm "gavurlukların"
binde birini onlarda görmedim... (Kimseye de gavur diyerek ötekileştirmiyorum bu arada, malum
deyim olarak kullandım.)
Müthiş insanlardı onlar...
Saygılı...
Kimsenin dinine, diline, cinsiyetine, etnik
kökenine bakmadan herkese saygılı davranıyorlardı...
İnsandılar onlar...
Ama isimleri Jone, Klaus, Beatrice, Barbara
olabiliyordu...
Kul hakkına azami dikkat gösteriyorlardı...
İnsanların kırılabilceği sözler ve davranışlardan
özenle kaçınıyorlardı...
Ama kendi memleketimde, bunca senelik ömrümde gördüğüm
şu:
Ye kürküm ye...
Makama, güce ve ranta endeksli bütün davranışlar...
Yani "tamam sana saygı göstereyim ama bana ne
yararı olacak, senden hangi çıkarı elde edeceğim" bir davranış ilkesi
haline gelmiş...
Bir de mevsimlik karakterler var ki, onlar da
rüzgar hangi yönden güçlü eserse kendisini o güçlü rüzgarların kollarına
bırakıp, kimlik ve kişiliklerini yerle bir ediyorlar...
Kim bunlar?
Etrafınıza dikkatli gözlerle üç beş saniye
bakarsanız ne kadar çok sayıda olduklarını görürsünüz...
Veya sosyal medya (facebook-twitter) sayfalarına
birkaç saniye göz atarsanız...
Peki Mevlana, Yunus, Hacıbektaş'ın bize aktardığı değerler bunlar mıydı?
"İncinsen de incitme",
"Yaradılanı sev, Yaradandan ötürü",
"Kim olursan ol, ne olursan ol gel... Kimseye umutsuzluk karanlığında kaybolmak yok..." diyen bu sesleri neden içselleştiremedik?
Karşılıksız ve beklentisiz birbirimize ve değerlerimize saygıyı öğrenemediğimiz sürece, birimizin yaşadığı azap mutlaka ötekine bulaşacaktır...
Aynı güneşin, göğün altındayız, aynı havayı soluyoruz...
Hayat yolculuğunda vicdanımızla başbaşa
kaldığımızda mahcup olmamak dileğiyle...
Bu verdiğim rahatsızlık sadece iyiliği arayanlara,
yalanın ve aidiyetlerin kölesi olmayanlara, empati kurabilenleredir...
Küçük bir duygudaşlık rahatsızlığı:)
Mazur görülür umarım...
Per aspera ad astra!