2 Ocak 2015 Cuma

Kandil Vesilesiyle

Kandilimiz kutlu olsun.
Hayırlara vesile olsun.
Dirlik, birlik, adalet, yardımlaşma, empati, güzel ahlakı hatırlamaya; yoksulu, mazlumu, mahrumu, mağduru unutmamaya vesile olması dileğiyle...
"Güzel ahlakı tamamlamak için gönderildim" diyen Hz. Peygamberi izleyenler böyle gecelerde en azından aynaya bakmayı denemeliler...
İftira, yafta, toptancılık, ötekileştirme, kul hakkı, adaletsizlik, haksızlık parametreleri açısından nerede durduğumuza bakmamız gerekiyor...
İslamiyeti şekilcilik olarak algılayanların oluşturduğu zulüm coğrafyalarını (Afganistan, Pakistan, Irak, Suriye, Mısır vs.) gözümüzün önüne getirelim...
"Hepsinden iyice bir gönüle girmektir" diyen Yunus Emre'nin sesini duyalım ve elinde balyoz gönülleri un ufak edenleri bir değerlendirelim...
"Ne olursan ol, gel" diyen Mevlana'ya kulak verelim ve herkesi damgalayan, yaftalayan, ötekileştiren, kategorize edenlerin hangi İslamiyeti temsil ettiklerini bir düşünelim...
"İncinsen de incitme" diyen Hacı Bektaş'ın nefesini duyalım ve bütün İslam coğrafyalarının bırakın incitenlerle, elinde her türlü silah, bıçak, bomba ve öteki zulüm araçlarıyla nasıl inletildiğini hatırlayalım...
Kandilimiz kalbimizi, zihnimizi ve yolumuzu aydınlatsın da, hakikati görenlerden olalım...
Günlük çıkarların ve beklentilerin kurbanlarına, zulüm makinesine dönmüş insanlara da iyilik ve doğru yola iletilmelerini dileyelim...
Herşeyden önce samimi ve içten olalım... Önce kendimize karşı... Arkası gelir sanıyorum...
İyilik ve esenlikle kalın...
Per aspera ad astra!