26 Temmuz 2014 Cumartesi

Bütün zulümlere aynı duyarlılık gerekir!

Koca koca akademisyenlere hayli üzülüyorum...

Hadi yurdum insanı olaylara "düz" bakabiliyor...
Akademisyenler, neden en azından "gerçeğin bir yüzü"nün olmadığını unutuyorlar ve farklı boyutlarında konuşulmasını ve tartışılmasını göz ardı ediyorlar...
Bazı akademisyenlere göre Türkmenlerden veya Işid'den bahsedince bu "İsrail taraftarlığı" oluyormuş... Çünkü sadece Gazze'deki zulüm konuşulmalıymış...
***
Şuna içtenlikle inanıyorum: Türkiye'de Yahudi vatandaşlarımızda dahil hiç kimse ama hiç kimse İsrail'in bu zulümlerini onaylamıyor...
İsrail'e sevgi ve sempati duyan hiç bir toplumsal gurup, ideoloji ve parti olduğuna da hiçbir biçimde inanmıyorum...
Böyle bir "sevgi"nin somut bir yansıması yok...
Fakat, şöyle bir soru sorulduğunda veya "tespit" ortaya atıldığında cevabı ya da tepkisi insanı dehşete düşürüyor.
Soru: Gazze'de İsrail zulmü, katliamı ve cinayetleri ile çoğu çocuk ve masum 1000'den fazla insan öldü. Bunu lanetledik, kınadık, bayrakları yarıya indirdik, haklı olarak... 

Hatta yapılması gerekenlerin binde biri olarak...
Daha fazlasını yapmalıydık... Bunu defalarca yazdım...
Soru: Peki yaklaşık 6 bin müslümanı öldüren Işid'e niye sessiz kalıyoruz? 

Ya da Diyanet İşleri Başkanlığı'nın deyimiyle günde 1000 Müslüman öldürülüyor, bunun 900'ü Müslümanlar tarafından öldürülüyor. Bunları neden kınamıyoruz? Gazze'deki katliamı lanetleyelim ama Suriye'dekiler de, Türkmenelindekiler de, Doğu Türkistandakiler de Müslüman... 
Neden Türkiye'deki özellikle bazı Müslümanlar diğer coğrafyalardaki bu katliamları görmüyor?...
Bazı Müslümanlar ya da muhafazakarlar neden zalim ve zulüm seçiyorlar?
Bunun var mı kitapta yeri?
***

3 Şehidimiz geldi 3 gün önce... Neden ülkede gündem bile olmadı? ABD'de Oklahoma'daki patlamada 3 kişi öldü ve 3 gün yas ilan edildi. 
Devlet olmak, insanının ölüsüne de dirisine de sahip çıkmak değil midir?
Neden devlet ve toplum nezdinde gündem dahi olmuyor bu acılar?
Şimdi şehitlerimizden bahsedince biz hangi suçu işliyoruz?
Şehitlerimizden bahsedince sürekli olarak birileri çıkıp bu "provokasyondur" diyebiliyor...
***
Yazıklar ötesi bir gündem inşası var... Akademisyenlerin bir kısmı da bu gündem mühendisliğinin gönüllü üyeleri...
Başka coğrafyalardaki zalim ve zulümlerden söz edince (Örneğin Suriye, Irak) gelen yorumlar gerçekten insanı hayretlere düşürüyor: "İsrail'i savunmak için mi bu konuları gündeme getiriyorsunuz..."
Bu korkunç bir zihniyet çürümesi...

Hangi vicdan sahibi "insan" İsrail'i savunabilir ki!
Türkiye'nin Yahudi vatandaşları da dahil, hiçkimse İsrail'in bu vahşetini onaylamadı, onaylamaz da...
"Şunlar bunlar onaylıyor" diyenler, sadece siyasal hesap peşinde koşanlardır...
***
Tekrar ediyorum: Zulme uğrayanın dini, dili, ırkı önemli değil... Biz bütün mazlumların yanında olmak zorundayız...
Bizim miras aldığımız "millet" genleri bunu bize doğal bir görev olarak vermiş zaten...
Zalim ve zulüm seçemeyiz...
Hakkın ve hakikatin yanında olma bilinci ile donanma armağınını elde etmişsek...
Anlatabildim mi bilmiyorum ama, en azından bunu "umut etmek" istiyorum...Zira bu aralar kimse kimseyi duymuyor da...



Per aspera ad astra!