22 Şubat 2012 Çarşamba

HER ZAMAN BİR TAVŞAN BULABİLECEK MİSİNİZ?


James Thurber isimli bir öykücü, “Herşeyin suçlusu tavşanlar” (Die Kaninchen, die an allem Schuld waren) adlı bir öykü anlatır…
Almanya’da Berlin’de dil kursunda iken 1997’de dinlediğim bu öykü hala hafızamda…
Çok etkili bir öykü… Buyrun:

„Zamanın birinde bir kurt sürüsünün yakınlarında bir tavşan ailesi yaşardı. Kurtlar, tavşanların yaşam biçiminin kendilerinin hoşuna gitmediğini her fırsatta anlatıyorlardı… Kurtlar, kendilerinin mükemmel ve tek asil, doğru, nitelikli varlıklar olduğunu iddia ediyorlardı….

Bir gece deprem oldu ve birkaç kurt öldü. Kurtlar hemen bunun nedeninin tavşanlar olduğunu söylemeye başladılar. Çünkü, onlara göre „tavşanlar arka ayaklarıyla eşinirken depreme neden olmuşlar ve kurtlarda bu yüzden ölmüştü!“

Başka bir gece yıldırım düştü ve yine kurtlardan biri öldü. Kurtlar bunu da tavşanlardan bildiler. Çünkü, onlara göre „tavşanlar ot yerken dişlerini gıcırdattılar ve bu da yıldırım düşmesine neden oldu!“

Kurtlar sonunda tavşanları tehdit ettiler, eğer kendileri gibi „uygar“ bir yaşam tarzına uymazlarsa ıssız bir adaya sürüleceklerine karar verdiler…

Ancak, dünyanın uzak bölgelerindeki iyi dostlar, „kurtlardan korkmayın biz sizin yardımınıza geliriz“ diye haber gönderdiler.

Günün birinde kurtlar yine bir kazaya uğradı ve bunu da tavşanlardan bildiler ve tavşanları derin bir mağaraya kapattılar…

Uzaklardaki iyi dostlar da hemen müdahale ettiler tavşanları kurtarmak için… Ama bu çok uzun sürdü ve birçok zayiatın oluşmasına neden oldu“

***

Kıssadan Hisse: Yanlışları, hataları, sorunları ve hatta haksızlıkları yansıtabileceğiniz bir “tavşan” her zaman bulunmayabilir.


Per aspera ad astra!