16 Ekim 2011 Pazar

Can Yücel ve Victor Hugo'dan güzel esintiler...

Ağlamak için gözden yaş mı akmalı?


Dudaklar gülerken, insan ağlayamaz mı?


Sevmek için güzele mi bakmalı?


Çirkin bir tende güzel bir ruh, kalbi bağlayamaz mı?


Hasret; özlenenden uzak mı kalmaktır?


Özlenen yakındayken hicran duyulamaz mı?


Hırsızlık; para, malmı çalmaktır?


Saadet çalmak, hırsızlık olamaz mı?


Solması için gülü dalından mı koparmalı?


Pembe bir gonca iken gül dalında solmaz mı?


Öldürmek için silah, hançer mı olmalı?


Saçlar bağ, gözler silah, gülüş, kurşun olamaz mı?


...................................................................


Yerin seni çektiği kadar ağırsın


Kanatların çırpındığı kadar hafif


Kalbinin attığı kadar canlısın


Gözlerinin uzağı gördüğü kadar genç...


Sevdiklerin kadar iyisin


Nefret ettiklerin kadar kötü


Ne renk olursa olsun kaşın gözün


Karşındakinin gördüğüdür rengin


Yaşadıklarını kâr sayma:


Yaşadığın kadar yakınsın sonuna.


Ne kadar yaşarsan yaşa,


Sevdiğin kadardır ömrün...


Gülebildiğin kadar mutlusun


Üzülme bil ki ağladığın kadar güleceksin


Sakın bitti sanma her şeyi.


Sevdiğin kadar sevileceksin.


Güneşin doğuşundadır doğanın sana verdiği değer


Ve karşındakine değer verdiğin kadar insansın


Bir gün yalan söyleyeceksen eğer


Bırak karşındaki sana güvendiği kadar inansın.


Ay ışığındadır sevgiliye duyulan hasret


Ve sevgiline hasret kaldığın kadar ona yakınsın


Unutma yagmurun yağdığı kadar ıslaksın


Güneşin seni ısıttığı kadar sıcak.


Kendini yalnız hissetiğin kadar yalnızsın


Ve güçlü hissettiğin kadar güçlü.


Kendini güzel hissettiğin kadar güzelsin..


İşte budur hayat!


İşte budur yaşamak bunu hatırladığın kadar yaşarsın


Bunu unuttuğunda aldığın her nefes kadar üşürsün


Ve karşındakini unuttuğun kadar çabuk unutulursun


Çiçek sulandığı kadar güzeldir


Kuşlar ötebildiği kadar sevimli


Bebek ağladığı kadar bebektir


Ve herşeyi öğrendiğin kadar bilirsin bunu da öğren,


Sevdiğin kadar sevilirsin...