17 Temmuz 2011 Pazar

Prof. Dr. Ahmet Vefik Alp'in bir yazısı... Vay kentlerimizin haline

18 Ocak Salı günü 'ağır' bir misafirim vardı:

Dünya Mimarlar Birliği (UIA Union Internationale Des Architectes) Eski Başkanı, Mimarlık ve Şehircilikte teori ve uygulamada kalıcı etki yapmış 40 ülkeden 75 'Büyük Usta'yı ve 75 Profesör'ü bünyesinde toplayanUluslararası Mimarlık Akademisi (IAA International Academy of Architecture) Kurucu Başkanı, Amerika, Rusya, Kanada, Ispanya, Meksika, Fransa, Rusya, Ukrayna, Çek Cumhuriyeti Mimarlık Akademileri ve Odaları Şeref Üyesi 82 yaşında Bulgar asıllı Prof. Dr. Mimar Georgi Stoilov… Birçok ülkeden madalya ve nişanları bulunan, Sofya Belediye Başkanlığı, Bulgaristan Mimarlık ve Şehircilik Bakanlığı ve komünizm zamanı dahil kesintisiz 33 yıl Bulgaristan Milli Meclisinde milletvekilliği yapmış bir canlı anıt, bir ayaklı tarih.

Başkan Stoilov UIA Dünya Mimarlar Birliği'nin Beyrut'ta gerçekleşecek bölge toplantısına katılmaya giderken uçağı Istanbul da bir günlük aktarma yapınca O'na Istanbul'u gezdirmek şerefi bana nasip oldu.

Kendilerini AHL den öğle vakti aldıktan sonra E-5 (D-100) üzerindeki kitlenmiş trafiği ve bazı aykırı yapıları görmemesi için TEM 'i tercih ettim. Sıkışık gökdelenleriyle Maslak, sonra Istinye Park AVM de bir tur attırdıktan sonra geriye Levent'e gelip bence heyecanlı bir yorum ancak iklimsel sorunu halen çözülememiş Kanyon AVM ye götürdüm. Bu bölgedeki diğer yeni gökdelenlerimizi gösterdim: Avrupa'nın en yüksek yapılarından bir tanesi, üst katlarda bahçeleri bulunan, ancak kanımca soluk cepheli Safir Binası'nı işaret ettim. Köprüden Anadolu yakasına geçtik. Hoca'nın Çamlıca eteklerindeki illegal ve ucube yapılaşmayı görmemesi için dikkatini diğer yöndeki Topkapı Sarayı ve Kız Kulesi ne çekmeye gayret ettim. Tüpgeçiş'ten konuştuk. 1999 yılı seçimlerinde bendeniz MHP Istanbul Büyükşehir Başkan adayı iken Prof. Stoilov yine Istanbul'u ziyaret ediyordu. Seçim kampanyası sırasında 'oto-ray' Tüpgeçiş'i gündeme taşıma çabalarıma şahit olmuştu. Gecikmiş de olsa Tüpgeçiş'in yapılıyor olmasından duyduğu memnuniyetini ifade etti. 'Gayretinizle gündeme getirildi, ancak raylı sisteme indirgenmiş' dedi. Bende 'Hükümet'in daha güneyde bu kez lastik tekerlekliler için 2. bir tüpgeçiş'i ihale ettiğini bildirdim. 'Maliyet katlanacak, ancak olsun, onunda yapılması zaruri, ancak 'tarihi yarımada'ya zarar vermeyin' dedi.

Köprüden çıktıktan sonra Hoca'yı en az gecekondu gören ancak Istanbul'un en güzel manzarasını veren Nakkaştepe'ye götürdüm. Oradan iki asma köprümüz aynı anda görülebiliyordu, Avrupa Istanbul'unun tüm görkemi yakalanıyordu. Camiler, kıyıda Dolmabahçe ve Çırağan Sarayları ve ne yazık ki onların bahçelerine konuşlanmış Gökkafes ve Swissotel, ve yine Levent gökdelenleri algılanıyordu.

'Istanbul da hergün en az 600 araç yeni plaka alıyor ve yola çıkıyor' dedim. Hoca irkildi ve'Korkunç' dedi.

Prof. Stoilov heyecanını daha fazla gizlemedi. Nüfus'a göre Istanbul 2 tane Bulgaristan ediyor, bazı hatalar yapılmış ama Istanbul hala muhteşem bir kent dedi.

Bende dilimi tutamayıp 'Evet ama Profesör, bizim bu 14.000.000 luk Istanbul'un %75 i kaçak bina, bunları buradan pek göremiyoruz, zaten bu illegal yapıların, gecekonduların çoğu mimarlık-mühendislik hizmeti almamış, depreme dayanıklı yapılmamış, Istanbul'dan gitmek için büyük depremi bekliyorlar' deyiverince, Hocaların Hocası yıkıldı, 'abandone' oldu. Öğle yemeğini iştahsız yedi. Ayrılırken kaygılıydı.

Son sözü 'Iki Istanbul varmış' oldu…

Prof.Dr.A. V. Alphttp://www.haberkritik.net