9 Ağustos 2014 Cumartesi

HERBİLİMOLOG

(Bu yazı http://www.yenimeram.com.tr/herbilimolog-4744yy.htm 26 Ağustos 2013 Pazartesi yayınlanmıştır.)

Bir kavram icad ettim de, icat sayılırsa tabii ki…
Buna Türkçe kurallarına uygun olarak “sözcük türetme” ya da “kavramsallaştırma” da diyenler olacaktır elbette…
Bu kavram, başlıktaki “herbilimolog…”
Ekranlarda ve gazetelerde boy gösteren çokca “akademik” ünvanı olan, ancak siyasetle hemhal olmuş; eski deyimle siyasette “fani” olmuş kişiler görüyordum ki, birden aklıma bu kavram geldi.

(Elbette bu kavram zorlama bir uyarlama...)

Bir tanım denemesi yapacak olursak, Herbilimolog: Siyaset, dış politika, ekonomi, sosyoloji, ilahiyat, eğitim, hukuk, kamu yönetimi  başta olmak üzere birçok sosyal bilim alanının hepsinde uzman olan (görünen) kişidir.
Bakıyorsunuz bir bu ekranda, bir bakıyorsunuz öbüründe…
Bir bakıyorsunuz sabah, öğle ve akşam kuşaklarında aynı arkadaşlar…
Ve en kötüsü ya da benim kıskandığım tarafı şu: Herşeyden anlıyorlar…
Bir de bakmışsınız "politika yapıcı" ve "racon kesici" konumuna gelmişler...
Öyle bir söylem kullanıyorlar ki, bırakın akademisyenliği normal yurdum insanından bile beklenmeyecek ötekileştirme, nefret, kin, manipülasyon dökülüyor bu "herbilimolog" türedi aydınların dilinden...

Bu türün önemli bir özelliği de dün söylediklerini unutup, bugün tamamen aksi yönde "olağanüstü etkileyici" açıklamalar yapabilmeleridir...
***
Ekranın büyüsü…
Şöhretin ve paranın o muhteşem ballı kaymaklı tadı…
Siyaset dehlizlerinin dayanılmaz cazibesi…
Süreçlerde “anahtar isim” olmanın kışkırtıcılığı…
Galiba birçok kişiyi “herbilimolog” yapıyor…
Çünkü, her konuda konuşan yalnızca birkaç kişi var ve ekranlar bunlara ipoteklenmiş…
Türkiye’de başka kimse konuşamıyor, yazamıyor, bilmiyor, bilemiyor…
"Bilmek" ve "bilgiye göre racon kesmek" bu arkadaşların tekelinde sanki...
Elbette ekrana her çıkanı bu kategoriye sokmak anlamsız ve de haksız bir yaklaşım olur...
***
Bilim adamı biraz utangaç olur, azıcık sınırlarını bilir…
Hani twitter’da tivit yazacak olsanız her konuda birer cümle belki yazabilirsiniz…
Ama ekranlarda ve gazetelerde “Türkiye’de benden başka kimse yok” dercesine boy gösteren, saatlerce konuşan ama hiçbir şey söylemeyen “herbilimolog”lar, dikkatli izleyicileri çıldırtma noktasına getiriyorlar…
Bu gidişle kimsenin akademisyene saygısı kalmayacak…
Elbette birçok ismi tenzih ederim…
Ama bazı isimler gerçekten “kabak tadı verdi” derler ya, aynen öyle…
***
Ve ne yazık ki bu arkadaşlar, ürettikleri yanlış kanaatler, bilgiler, stratejiler ve varsayımlar ile birçok alanda Türkiye’nin başını birçok kez derde soktular…
Çok önemli süreçlerde yer alan bu isimlerden bazıları, ne yazık ki ellerindeki olanaklarla (rant ittifakı-network) kurumları birçok konuda yanlış yönlendirdiler…
(O konulara şimdilik girmiyorum, uzun ve geniş bir konu olduğu için.)
***
Bu da böyle bir devir ve devran…
Belki de geçici  ve hastalıklı bir durum bu... Ama eminim ki, o isimler demokrasiye ve tartışma kültürüne bir katkı sunmuyorlar...
Bu isimler yalnızca akademisyenlerden mi ibaret?
Elbetteki hayır!
Türedi düşünürler ve gazetecilerin sayısında da dehşet verici bir artış var…
5. sınıf kalemler "first class" muamelesi görebiliyor...
Son söz:
Akademisyenlikle, parti taraftarlığı özdeşleşmişse söyledikleriniz inandırıcılığını kaybeder...
Hangi parti olursa olsun bu böyledir...
Per aspera ad astra!