Anlamsız kavgaların, boşuna ölümlerin ve kurgulanmış çatışmaların coğrafyası olmaktan bir türlü kendimizi kurtaramıyoruz… Teröre verdiğimiz kayıplar yüreklerimizi kanatmaya devam ediyor…
Terör örgütünün İstanbul “tuzağı”nda şehit olan Kayserili Uzman Çavuş’un kardeşi aynen şöyle diyordu:
“Ağlamayacağım… Ağlayıp, teröristi sevindirmeyeceğim… Benim kardeşim ölmedi, şehit oldu… Bugün kardeşimin doğum günü…”
Ve yanında şehidin babası… O da aslanlar gibi…
Bu milletin, en ağır, en kahredici ve en can yakıcı anda bile gösterebildiği bu vakarlı, onurlu ve yiğit duruş, bu coğrafya için büyük umuttur…
Kardelen Elif’in şehit olan eşi de, Türkiye’nin yüreğini ayrı bir dağladı… Bir Kürt kızı olan Kardelen Elif’in söyledikleri ise, bölücü politika sahiplerine önemli dersler içeriyordu. Türk ve Kürt’ün bu coğrafyada “tek kimlik” olarak var olduğunu ve bunu kimsenin değiştiremeyeceğini, büyük acısına, feryadına ve ızdırabına rağmen haykırıyordu Kardelen Elif… Hem Türk’ün hem de Kürt’ün daha çok Kardelen Eliflere ihtiyacı var… Kardelen Elif, kendisinin Kürt olduğunu ama "Kürtler adına savaştıklarını söyleyenlerin" kendisini temsil etmediğini söylüyordu. Ah vicdanı iflas etmiş toplum, ah hep ötekinin acısına seyirci olan zavallı kitleler... Sizin bu duyarsızlığınız ve bilinçsizliğiniz acılarımızı katlıyor...
Bütün aziz şehitlerimize sonsuz rahmet, sıradağlar gibi yıkılmayan ve dimdik duran yakınlarına sonsuz sabır ve başsağlığı diliyorum…
***
Bu memleketin asil insanları bu asil davranışı sergilerken, medya tarafına bir göz atalım…
İletişimciler, medyanın en önemli görevinin/işlevinin gündem belirleme (agenda setting) olduğunu söylerler…
Medya, her ülkede gündem belirliyor da, bizim ülkede biraz daha farklı yöntemler ve araçlarla belirliyor…
Bizim medyanın ipi kimin elinde?
Kime hizmet ediyor?
Kimden ve nereden ne tür beklentileri var?
Akla zarar… Çözemiyorum… Cevabını bulamıyorum…
***
Otobüse bombalı saldırı düzenlenmiş…
Medya orada: CANLI YAYIN…
Böyle bir şey dünyanın neresinde var?…
Bu tahribatı inanın düşman bile yapamaz…
Daha olayla ilgilenmesi gereken stratejik kurumlardan yetkililer, uzmanlar ve muhataplar gelmemiş… Medya orada ve sorumsuzca yayın yapıyor…
***
Medyanın yanlışları/sorunları:
Bir: Teröristin istediği propagandayı medya bedavaya yapıyor…
İki: Devlet görevlilerinin çalışmasını engelliyor…
Üç: Toplumun psikolojisini alt üst ediyor…
Dört: Şehit yakınlarının acısını bine katlıyor… Mesela adını vermeyeyim, bir TV muhabiri –belli ki zekâ namına pek nasiplenmemiş- orada bulduğu şaşkın bir vatandaşa soruyor: “Geldiğinde ne gördün?” Cevap: “Cam kırıkları ve etraf dağılmıştı…” İkinci soru ya da YÖNLENDİRME: “-Etraf kan gölüydü demi?… Çok kötü…” Cevap: “Evet kan gölüydü…”
Şimdi buyurun ve cevabını verin… Bu medya, kime hizmet ediyor, ne yapmak istiyor ve bu ne sorumsuzluk…
Böyle bir ajitasyon, böyle bir reyting kaygısı ve “vicdansızlık” nerede görülmüş?…
Amerika koskoca 11 Eylül kâbusunu yaşadı… Onbinlerce insan öldü… Benim hatırladığım iki sahne var: Binalara giren uçaklar ve koşuşan insanlar… Ne bir yaralı ne de bir ölü görüntüsü…
Sorumlu medya tutumuna en güzel örnek…
Beş: Aydın ya da uzman adı altında, birtakım YETMEZLİK DÜZEYİNE ermiş zevatı çıkarıp “zevzeklik” ettirerek medya resmen bu ülkeyi bölüyor… Milyonlarca insana ulaşan bu yayınlarda sarf edilen sözler pişirilip pişirilip ertesi gün gündem oluşturuyor… Bilmiyorlar ki, bu sözlerin muhatabı olan milyonlar zehir gibi bir cehaletin ve yoksulluğun kıskacında kıvranıyor… Oralarda söylenen sözler sokakta provokatörlerin de etkisiyle “cehennem”e dönüşüyor…
Altı: Art niyetli, şiddetten beslenen ve kimin borazancısı oldukları belli olan bazı politikacıları ciddiye alıp onların haberlerini yapıp, ülkenin kardeşliğine, birliğine en büyük zararı medya veriyor…
Yedi: Güvenlik görevlilerinin moral ve motivasyonunu bozuyor…
***
Medya sorumlu davranırsa, bu ülkenin bütün sorunları kansız, şiddetsiz, barış içerisinde ve hızla çözülür…
Türkiye’de ne yazık ki -liberal, sol, sağ, muhafazakâr fark etmez- medya sorumlu davranmıyor ve “habercilik” diye yaptıkları birçok yayın ve haber, teröre ve yandaşlarına hizmet ediyor…
***
Evet, bu ülkenin bütün vatandaşları eşittir… Aynı değerdedir ve bu ülke bütün sorunları aşabilecek kuvvet ve kudrettedir…
Ancak, bu ülke şiddetin hiçbir türlüsüne tahammül edemez ve göz yumamaz…
Bu mücadelesinde, büyük sorumsuzluğuyla önemli zararlar veren medyaya ise artık milletin tahammül edemediği ve edemeyeceği açık…
İçişleri Bakanı, medyanın etkili ve yetkili isimlerini topladı…
Daha “sorumlu” bir medya için umutlanabilecek miyiz?
Eğer bu “sorumlu” medyayı görebilirsek bu zorlu yolun yarısını tamam demektir…
Eğer medya, sürekli olarak kin, nefret, öfke, ayrımcılık vurguları yapan “negatif” isimler yerine, birliğe, beraberliğe, huzura ve kısacası “insanlığa” çağrı yapan “Kardelen Elifler”e sahip çıkarsa bu ülkede bütün vatandaşlar huzur içinde yaşayabilecektir…
Medya, terör örgütünü ve onun sözcüsü partiyi Kürtlerin temsilcisi gibi göstermekten vazgeçtiği anda, “Kardelen Elifler”le birlikte bu toplum en büyük zorlukları aşabilecek enerjiyi yakalayacaktır…
Bu ülke, her şekilde “Kardelen Elif”in acısına sahip çıkmalı… Kardelen Elif’in ve Kayserili şehit kardeşinin adamlığını, duruşunu, onurunu ve yüreğini herkes görmeli…
Yüreği ve vicdanı olan herkes, görmeli…
Per aspera ad astra!