28 Eylül 2010 Salı

umutlar-belirsizlikler-güvensizlikler


















Türkiye nereye gidiyor? Umutlarımız artarken, belirsizlik girdapları da giderek büyüyor...
Toptancı yargılamalar, çiziktirmeler hepimize çok zarar veriyor...
Herkes, kendi mahallesini aklarken karşı mahalleyi karalıyor...
Demokrasi, insan hakları ve birey öncelenmesi gerekirken; hemen bütün değerler manipüle ediliyor ve içi boşaltılıyor...
Hemen hemen hiçbir kuruma hiçbir "mahallenin" güveni kalmadı...
Daha doğrusu işimize gelene "ak", gelmeyene "kara" diyebiliyoruz...
Örneklendirsek bile aynı tuzakların yakıcılığı bizi kuşatabiliyor...
"Hukuk"un bu kadar tartışıldığı bir ülkede hangi evrensel iyi'nin kavgası verilebilir ki?
Umutlanıyoruz, biraz kendimize ve topluma güvenimiz artıyor derken; birden bire haksızlıklar ve belirsizlikler bütün umut kırıntılarını alıp götürüyor...
Yine de umut?